İçinde bulunduğumuz coğrafyanın bitmeyen kaosunu düşündüğümüzde her şeye rağmen bizlere rahat nefes aldırarak gündelik hayatlarımıza devam etmemizi sağlayan tabii ki laik ve demokratik Cumhuriyet’imiz. Şimdi gelin alnımızın akıyla 100. Yılını kutladığımız Cumhuriyet’in ilanının 1 gün öncesine, tarihe şahitlik eden o akşama gidelim ve Çankaya sofrasında yaşananları bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten okuyalım…
Gece olmuştu. Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasını terk ederken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşalara tesadüf ettim, onlara akşam yemeğine gelmelerini tebliğ ettim.
Çankaya’ya gittiğim zaman, orada Rize Mebusu Fuat ve Afyonkarahisar Mebusu Ruşen Eşref Beylere tesadüf ettim. Onları da yemeğe davet ettim.
O andan itibaren, bir hareket planı belirledim ve arkadaşları görevlendirdim. O gece beraber olduğumuz arkadaşlar, erkenden beni terk ettiler.
Yalnızca İsmet Paşa, Çankaya’da misafir olarak kalmıştı. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir kanun taslağı hazırladık. Bu taslağa, 20 Ocak 1921 tarihli Anayasanın devlet şeklini tanımlayan maddelerine şu eklemeleri yaptık:
Birinci maddeye, “Türkiye Devleti’nin yönetim biçimi cumhuriyettir.” cümlesini ekledik. Üçüncü maddeyi ise şu şekilde değiştirdik: “Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir.”
İçeriğimizin videosu için şöyle buyrun: